Osmanlı'da Para Sistemi |
Osmanlı para birimi Gümüş Akçe olup, bunun genel adı Sikke’ dir. Tahta geçen her hükümdarın kendi adına sikke kestirmesi en önemli saltana alametidir.
Sikke nin gümüş olanına Akçe, altın olanı ise Kırmızı ya da Hasene denir.
Kuruluştan yani ilk akçenin basıldığı 1327 yılından 1478 yılına kadar süren süreçte, Osmanlılar sadece gümüş para birimi olan akçeyi kullandıkları için ve bunun küsuratı olarak da Bakır parayı kullandıkları için bu Döneme Tek Paralı Dönem anlamına gelen Monometalizm denilmektedir. Yani bu dönemde sadece akçe vardır.
Osmanlılar kullandıkları akçeler ilk defa Orhan Bey döneminde 1327 de basıldığı zaman Birlik, Ä°kilik ve BeÅŸlik akçeler olarak basılmıştır. Ä°lk defa 1470 yılında Fatih Döneminde On’ luk akçeler basılmıştır. Sultan II. Bayezid zamanında basılan On’ luk akçeler ise Sultaniye adı verilmiÅŸtir.
Osmanlılar özellikle altın para bastıktan sonra da XVI. Yy dan itibaren toprakları genişlediği için kendi akçe ve paralarının yanında, hakim oldukları topraklarda ki yabancı paraları da kullanmışlardır.
Osmanlı para sistemi içerisinde kullanılan yabancı paralarda yaygın olanları şunlardır:
1-Mısır’ ın Paresi,
2- Ä°ran’ ın Åžahisi,
3- Kırım’ ın Kefeni Akçesi,
4-ispanyol Reali,
5- Hollanda Esedileri,
6- Eflak, BoÄŸdan, Erdel ve Macaristan da Pena,
7- Lehistan da Xloty, 8- Venedik de Flori kullanılmıştır.
Osmanlılarda özellikle XVII. Yy ın ikinci yarısından itibaren akçe, resmi para birimi olmasına rağmen, fiiliyatta Real, Esedi Kuruşlar kullanılmış hatta bütçe kalemlerine, akçenin yanında kuruş olarak bütçe gelir ve giderleri kaydedilmiştir.
1685 te bir dönem, Mısır’ ın paresi, akçe ve kuruÅŸla beraber kullanılmış fakat daha sonra yaygın olarak kuruÅŸ kullanılmıştır.
Sultan II. Abdülhamit döneminde ilk defa Ä°kilik KuruÅŸlar basılmıştır. Sultan III. Selim döneminde ise Yüzlük KuruÅŸlar basılmıştır. II. Mahmut döneminde 200 Liralık Cihadiye adı altında BeÅŸlik kuruÅŸ basılmıştır. Abdülmecit döneminde ise 20, 15, 5 ve 1’ lik kuruÅŸlar basılmıştır.
Osmanlılarda akçenin yanında birde bunun küsuratı olarak Bakır paralar kullanılmıştır. Pul, Füls ya da Mangır denilmektedir. Hemen hemen her dönemde bakır paralar kullanılmış, özellikle II. Viyana dan sonraki ekonominin kötüye gittiği dönemlerde ikisi bir dirhem değerinde mangırlar basılmıştır. XIX yy da Sultan Abdülmecit döneminde % 3 kalay, % 2 si kurşun ve geri kalanı bakır olan paralar basılmıştır.
Altın paralar ise; Osmanlı devletinin kuruluşundan itibaren özellikle Venedik ve Ceneviz altınları kullanılmış olmakla beraberi ilk resmi altın para 1478 de Fatih Sultan Mehmet tarafından bastırılmıştır.
1691 yılında Osmanlı İlk defa Macar Altınını bastırmıştır.
1703 yılında basılan paraya Tuğralı, 1713 yılında basılan paraya Zincir,
1716 yılında basılan paraya Fındık, 1728 yılında basılan paraya Zer-i Mahbub adı verilmiştir.
XIX yy da Abdülmecit döneminde 100’ lük Mecidiye Altınları basılmıştır.
Sultan Abdülaziz adına Aziziye, II. Abdülhamit adına Hamidiye, Sultan Mehmet Reşat adına ise Reşadiye denilen altınlar basılmıştır.
Kâğıt para ise ilk defa 1839 yılında Abdülmecit’ in saltanatı sırasında “ Kaime-i Mutebere-i Nakdiyye ” adıyla piyasaya sürülmüş, ancak bunlar bir nevi devlet tahvili olarak % 6 ya da % 8 faizli olduÄŸu için gerçek bir para olmaktan ziyade, bir nevi hisse senedi olarak deÄŸerlendirilmiÅŸtir.
1850 yılında ilk defa faizsiz kaimeler basılmıştır. Bunlar 10’ luk ve 20 kuruÅŸluk olarak piyasaya sürülmüştür.
1860 yılında 100’ lük mecidiye altını 360 kuruÅŸa yükselince, altın ile kuruÅŸ arasında ki dengenin bozulması neticesinde alınan dış borç ile 100’ lük mecidiye altını 100 kuruÅŸ olarak kabul edilmiÅŸtir. Ancak yaÅŸanan olumsuz ekonomik ÅŸartlar nedeniyle altın, kuruÅŸ karşısında sürekli deÄŸer kazanmıştır.
Sultan II. Abdülhamit döneminde de kaimeler basılmış ancak dış borçlar ödenemediği için 1879 da kaimeler kaldırılmıştır.
1915 yılında Almanya dan alınan borçlar ile Evrak-ı Nakdiyye adıyla kağıt paralar basılmıştır. Bu dönemde basılan paralar, 12,5 ve 25 liralık kağıt para olarak basılmıştır.
Nisan 1916 yılında para birliğini sağlamak için Tevhid-i Meskûkât Kanunu çıkarılmıştır.
KAYNAKÇA
Prof. Dr. Mehmet Ä°NBAÅžI – Tarih Sohbetleri
Hiç yorum yok