Farabi Kimdir? Hayatı ve Eserleri

Kısaca – Özetle Farabi Kimdir

"BÜYÜK mütefekkir ve ünlü musiki üstadıdır. Türkistan'ın Seyhun ırmağı kenarındaki Farab kasabasında doğdu. Asıl adı Ebu-Nasr Muhammed'dir. İlk Öğrenimini Farab'da yüksek öğrenimini ise Bağdat'ta yaptı. Mantık, felsefe matematik, tıp ve musiki üzerinde büyük vukuf sahibi idi. Bu konular üzerinde 100'den fazla eser verdi, bu arada Aristo'nun bütün eserlerini de şerhetti. Şamda da vefat etti. Babüssagir mezarlığında yatmaktadır" ( 1971:3)

Kısaca Farabi kimdir? Hayatı ve Eserleri


Farabi'nin Hayatı ve Kişiliği

"YaÅŸadığı devirde ilim dilinin Arapça olması yüzünden bütün eserlerini Arapça kaleme alan Farabi, doÄŸu âleminin ve Türklüğün ilk büyük «Fikir adamı» sayılır. Aynı devirlerde batı dünyasında ilim dilinin Grekçe ve Lâtince olması yüzünden bütün batılı ilim adamlarının eserlerini bu dillerle yazdıkları gözönünde tutulursa, Farabi'nin Türk olduÄŸu hal­ de Arapça eser yazmasını kınamak doÄŸru olmayacaktır. Ãœstün bir zekâ ve kabiliyete sahip bulunan Fârabî, BaÄŸdat'ta yaptığı yüksek öğrenimi sırasında Arapça, Farsça. Grekçe ve Lâtince'yi anadili gibi ÖğrenmiÅŸ, bu lisan zenginliÄŸini çeÅŸitli dallardaki ça­lışmalarıyla bir kat daha deÄŸerlendirmiÅŸti. Bu arada Yunan felsefesini de inceledi. Bu konunun büyük üstadı Aristo'nun eserlerini, aslından çok daha an­laşılır ÅŸekilde ÅŸerhetti. Bu yüzden yalnız doÄŸu âle­minde deÄŸil, batı âlemi de kendisini, Aristo'dan son­ra gelen «Hoca-i sâni» olarak kabul etti." ( 1971:3)

"Farabi, eski felsefeyi yeni felsefeye aktarırken gösterdiği büyük ustalıkla da dikkati çekmişti. Bu -nedenle Montesquieu ve Spinoza gibi ünlü fikir adamları da onun etkisi altında kaldılar." ( 1971:3)

"Felsefeye mantık yolu ile giren Farabi, genel­likle «metafizik» üzerinde durdu. Din ile felsefeyi birbirinden ayıranlara karşı dururken bu iki kavramın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduÄŸu tezini savundu. Hayatı boyunca dini, felsefenin temel taşı saydı. Bu arada Ä°slam dinine felsefe anlayışım da sokarak Ä°slam felsefesini ortaya çıkardı." ( 1971:3)

"Farabi'nin tek ve ÅŸaÅŸmaz ilkesi «Varlığın ilk se­bebi» idi. Ona göre insan, gerçeÄŸe varabilmek için mutlak surette dış âlemle ilgisini keserek mânevi âlemini arındırabilirdi. AÅŸk ise felsefede iÅŸte böyle bir ifadenin gerçekleÅŸmesinde yardımcı etkendi. AÅŸk. insan benliÄŸinin geçici bir eylemi deÄŸil, bütü­nüyle gerçeÄŸe, yâni Tanrı'ya baÄŸlanmaktı. Varlık­ların özü Tanrı'dan geliyordu. Daima şöyle derdi:" ( 1971:3)

"«Evrenin tümünü kavramak isteyen bir kiÅŸi, ön­ce insana bakmalıdır. Çünkü bütünüyle varlık kav­ramı ruhta belirmiÅŸtir. Tanrı, varlıkların en büyüğü ve en son kademesidir. Bütün insanlık onun Özünde birleÅŸmektedir. Varlığı baÅŸka varlıklarla kıyaslanma­yacak kadar mükemmeldir. Akıl, Tanrı'nın özünden gelir. Ahlâkın ise temeli bilgidir...»" ( 1971:3)

"«Akıl, edindiÄŸi bilgilerle iyiyi, güzeli, kötüyü ayırır, insan için en yüksek erdem bilgi olduÄŸuna göre, en yüce kat'tan gelen akıl, davranışlarımızda gerekli doÄŸru yargıyı verebilecek güçtedir.»" ( 1971:3)

"Bu büyük ilim adamı, ilimleri iki bölümde ince­ledi. Bunlardan birincisi teorik ilimlerdir ki, içinde metafizik, mantık ve biyoloji bulunur. DiÄŸeri pra­tik ilimlerdir. Bu grupta da ahlâk, siyâset, musiki ve matematik yer alır. Fârabî, Aristoteles'in ilim de­diÄŸi «hitabet» ve «ÅŸiiri» bu sınırın dışında bırakır." ( 1971:3)

"941 yılmda Halep'e gelen Fârabî orada hüküm sürmekte olan HamdanoÄŸulları'ndan Seyfüddövle Ali adi) bir Türk Beyi ile tanıştı. Ä°lminin ününü iÅŸit­miÅŸ bulunan Türk Beyi, onun engin ÅŸahsiyetine de hayran kaldı. Farabi'yi ağırlâmakta kusur etmeyen Bey, onun Halep'e yerleÅŸmesini saÄŸladı. Fakat kendisine vermek istediÄŸi yüksek maaşı kabul ettireme­di. Ömrü boyunca son derece mütevazı bir hayat süren Farabi, yevmiye olarak ancak dört dirhem gümüş aldı." ( 1971:3)

"Halep Beyi'nin büyük hayranlığını kazanması, bu büyük kültür merkezi ile civarında bulunan yerlerdeki bilginlerin olanca kıskançlıklarını körükledi ve pek küçümsedikleri bu büyük bilgin ile imtihan olmaya kalkıştılar. Bey'in huzurunda yapılan bu çe­tin imtihanda Farabi, bütün konularda büyük üs­tünlüğünü ortaya koydu. Bunu kendisiyle imtihan olmak isteyen kiÅŸilere de kabul ettirdi. O kadar ki, imtihana gelen ve kendilerini bilgin zannedenlerin hepsi, bu imtihan sonunda öğrencisi olarak Farabi'nin yanında kaldılar." ( 1971:3)

Farabi'nin Eserleri

"Farabi aynı zamanda musiki alanında da büyük bir üstat idi. Kanun adı verilen müzik âleti onun buluÅŸudur. Ayrıca rübâp denilen çalgıyı da geliÅŸti­ren ve bugünkü ÅŸeklini veren yine odur. Åžark musikisinin nazariyelerini «Kitab'ül Musikiyûl Kebîr» yâni «Büyük Musiki Kitabı» adlı eserinde gösterdi­ÄŸi gibi, birçok besteler de yapmıştı." ( 1971:3)

Farabi ve Ölümü

"Arap ülkelerinde yaÅŸamasına raÄŸmen mütevazı hayatının yanısıra Türkistan millî kıyafetini de asla terketmedi. Hep bu kıyafet içinde göründü. Seyfüd­ dövle Ali Bey'in Åžam'ı fethetmesi üzerine Fârabî de onunla birlikte Åžam'a gitti, ömrünün son günlerini orada geçirdi. 80 yaşında Åžam'da vefat etti." ( 1971:3)

Netice itibariyle Farabi'nin kim olduÄŸunu kısa bir özetle anlatmaya gayret gösterdik. Farabi'nin hayatı, kiÅŸiliÄŸi ve düşünce dünyasından kesitler sunduk. En son bölümde de nerede öldüğüne dair bilgiler verdik. 

Kaynakça: 100 Ünlü Türk, Hürriyet Yayınları, 1971

Farabi Kimdir? Hayatı ve Eserleri
Bazen kendimi sizlere anlatacağım; çoğu zaman da dil öğrenmeye dair bildiklerimi, tecrübe ettiklerimi ve daha öğreneceğim birçok şeyi sizlerle paylaşacağım.

Hiç yorum yok

Ad

E-posta *

Mesaj *